DİLİMİZİN YOZLAŞMASI Dilimiz bence Dünya'daki en zengin dildir.Ama biz ne kadar değer veriyor,ne kadar düzgün kullanıyoruz orası şüpheli... Her geçen gün daha da yozlaştırıyoruz dilimizi. Yabancı kelimelerin esiri yapıyoruz. Türkçe karşılığını kullanmak yerine neredeyse her kelimenin yabancı karşılığını kullanıyoruz. Gerek günlük konuşmalarımızda,gerek mesajlaşırken durum aynıdır. Dükkan tabelalarında bile sürekli yabancı isimler,yabancı markalar kullanmaktayız. Bu gibi durumlar da maalesef dilimizi günden güne unutmamızı sağlıyor olabilir. O kadar alıştık ki Türkçe kullanmamaya... Bir yerde Türkçe sözcük duyunca veya okuyunca anlayamıyoruz.Yabancı karşılığını duymak ve görmek istiyoruz sürekli... Ne kadar da acı bir durum değil mi? Böyle güzel,böyle değerli bir dili bu kadar köreltmek bize hiç yakışmı...
Kayıtlar
Kasım, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
TARİH ÖDEVİ DİJİTALLEŞMENİN TARİH ARAŞTIRMA VE YAZIM SÜRECİNE ETKİLERİ Olumlu Etkiler: 1. Erişilebilirlik ve Veritabanları: Dijitalleşme, tarihi belgelerin ve kaynakların dijital ortamlarda erişilebilir hale gelmesini sağlamıştır. Örneğin, arşivler, müzeler ve kütüphaneler, dijital ortamda daha geniş bir kitleye ulaşabilmektedir. Bu, araştırmacıların coğrafi sınırlamaları aşarak, kaynaklara daha hızlı ve kolay ulaşmalarını sağlamaktadır. 2. Veri Analizi ve Araştırma Kolaylığı: Dijital araçlar ve yazılımlar, büyük veri kümelerinin analiz edilmesini kolaylaştırmıştır. Metin madenciliği (text mining), dil işleme ve diğer dijital analiz yöntemleri, tarihsel metinlerin incelenmesi ve büyük ve...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ÖĞRETMENLİK Öğretmen nedir?Sadece üniversitede bu bölümü okuyan mıdır yoksa herkese ufak tefek de olsa bir şeyler öğreten ve bu durumdan mutlu olmayla da insan öğretmen sayılır mı? Tabiki akademik anlamda okul öğretmenlerimizin yeri ayrı ama onlar da bize sadece ders öğretmek için değil,her şeyin başında insan olmayı öğretmeyi amaçlarlar.Sadece bize bilgiyi hap gibi yutturup ezberletmeye değil,bilgiye nasıl ulaşabileciğimizi,neleri araştırabileceğimizi bize yol gösterirler. Bu yüzden öğretmenlikte sadece okulda ders anlamında akadem...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
KENDİ KENDİNLE KALMAK MI İSTİYORSUN:O ZAMAN ŞİİR YAZ Bence insanların duygularını en iyi ifade ettiği yazı türü,şiiirdir.Özgürce,istediğin gibi yazarsın. Sonucunda sadece seni değil,diğer okurları da etkisi altına alan bir yazı çıkar ortaya... Şairler şiirlerini yazarken her şeyden etkilenebilirler.Bir çiçekten,hayvandan,duygularından... Tüm bu unsurları kendilerince yorumlar ve duygu katarlar.Bambaşka bakış açıları kazandırırlar. Ayrıca bir şiiri okuyan herkes farklı anlamlar çıkartabilir.Bir cümleyi veya kelimeyi herkes farklı yorumlar,kendi anladığı şekilde anlatır. Şiir bizi alır bambaşka dünyalara götürür.Ruhumuzu arındırır,nefes aldırır. Şiirlerde kafiye ve rediflere,uyaklara dikkat edilir.Kimi şiirler dörtlük biçiminde yazılırken kimi hikaye biçiminde düz yazı gibi yazılır,kimi şiirler öğüt ve ders vermeyi amaçlamak için yazılırken kimisi ise sadece duygularımızı harekete geçiri...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
YA DOĞRU SÖZ SÖYLE,YA DA SONSUZA KADAR SUS İnsanlar ne olursa olsun mutlaka iletişim ve etkileşim halindedir.Sürekli konuşur,bir şeyler anlatırlar. Her şeyde olduğu gibi konuşurken de sınırımızı ve haddimizi bilmeli,kimseyi kırmamaya,incitmemeye özen göstermeliyiz. Konuşurken kullandığımız her sözcüğü şeçerek,zihnimizde ölçüp tartarak,eleyerek bir süzgeçten geçirir gibi söylemeliyiz. Bazen öyle kelimeler kullanırız ki karşımızdakine adeta acı çektiririz.Gereksiz yere üste çıkma çabamız da vardır.Zorbayızdır da... Özellikle küçük yaştaki çocuklarda bile akranlarına karşı zorbalık,kötü söz ve hakaret,şiddet eğilimi vardır.Bunun önüne geçilebilmesi için ailenin çocuğa eğitim vermesi gerekmektedir. Kiminle,nerede,nasıl konuşması gerektiğini bilen çocuk her konuda herkese karşı duyarlı,iyi niyetli,fedakar ve anlayışlı bir birey olma yolunda ilerle...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ÖZGÜRSÜN AMA NE KADAR? İstediğimizi düşünme ve söyleme hakkına sahibiz.Bunu biliyoruz,farkındayız ama bu özgürlüğün de bir haddi olması gerektiğini bilmemiz gerekir.Sırf özgürüz diye kırıcı kırıcı konuşup,rencide edip karşımızdakileri üzmeye hakkımız yok! Kendimiz özgürüz diye başkalarının özgürlüğünü kısatlamaya da hakkımız yok. Söylediğimiz sözler,düşünmeden attığımız adımlar bir başkasının hakkına girmemize,o kişinin üzülmesine neden olabilir. Bu yüzden her adımımızı, her sözümüzü yerinde ve en makul şekilde söylememiz gerekmektedir. Düşünmeden konuşmak dedim az önce.Biraz bu konuda fikirlerimi söyleyeyim... Ne yazık ki bir sürü insan acımasızca,çok sertçe eleştiriler,yorumlar yaparlar.Sonucunu asla düşünmezler,karşısındakinin neler hissedebileceğini,neler düşünebileceğini hesap...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
SAĞLIK VARSA HERŞEY VAR Bence insanın en değerli hazinesi sağlığıdır.Her şeyin başı sağlıktır sözüne fazlasıyla katılıyorum. Sadece fiziksel iyilikten bahsetmiyorum.Fiziksel iyiliğin ve hoşluğun yanında zihinsel,ruhsal ve sosyal anlamda da iyiysek eğer sağlıklıyız diyebiliriz.Kendimizi en iyi hissettiğimiz,en rahat,en huzurlu olduğumuz anda yani tüm benliğimizi iyi hissettiğimizde sağlıklıyım diyebiliriz ancak... Zihinsel ve ruhsal iyiliğe değindim biraz önce... Kendimizi en iyi şekilde tanımalı ve neyi isteyip istemediğimizin farkına varmalıyız.Olumlu düşünerek olumsuzlukları giderebiliriz mesela... Sıkıntılardan bu şekilde biraz olsun ...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ALIŞKANLIKLARIMIZI YÖNETEBİLMEK Alışkanlıklarımız bence bizi biz yapan temel unsurlardır.Bazı alışkanlıklarımız içgüdülerimizden kaynaklı olabilir.Kimisi ise doğuştan gelen ya da sonradan kazandığımız iyi ve kötü huylarımızdır. Küçük yaşlarımızda öz denetimimiz çok da elimizde olamadığı için ailemize,bizi büyütecek olanlara bağlı yaşarız.Yani ilk ve asıl eğitimimiz bizi besleyip büyütecek olanlara bağlıdır diyebiliriz. Bir çocuk misafirliğe gidildiğinde yaşı küçük olduğu için neyin doğru,neyin yanlış olduğunu,neyi yapıp neyi yapmaması gerektiğini bilemeyeceğinden hatalı davranışlar sergileyebilmektedir.Bu durumda ailenin müdahale edip çocuğuna doğru alışkanlıkları aşılaması gerekir.Çocuğun yaptığı hataları farkedip görmezden gelmek,umursamamak,gülüp geçmek çocuğa daha çok zarar verir ve bu da çocuk için bir alışkanlık haline geleceği için gelecek yaşlarında ve hayatının ...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
SINIR BİLMEK İnsan,hayatını belli bir ölçüyle yürütmelidir bence.Her duygusunu,her hareketini ölçü ve ayarla götürmelidr. Sevmeyi de,ağlamayı da,gülmeyi de,öfkeyi de,sevinci de belli bir dozda tutmak gerekir.Çünkü aşırıya kaçan her şey samimiliğini,inandırıcılığını yitirir bence. Mesela öfke kontrolü çok önemli bir konudur.Kişi tabiki sinirlenir,öfkelenir,belli bir tepki gösterir,kızar ama bunu dozunda yaşamalıdır. Çok aşırı iyilik te iyi değildir.Çünkü ne olursa olsun insan kendiyle de,başkalarıyla da ters düşebilir ya da fikirlerini farklı şekilde ifade edebilir.Dolayısıyla usluluğun da bir haddi ve sınırı olduğu bilinmeli...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
KİŞİNİN KENDİNİ KONTROL EDEBİLMESİ İnsanın belli bir kapasitesi vardır değil mi? Ama hiçbir zaman bununla yetinmeyiz.Hep daha fazlasını,en iyisini isteriz.Çoğu zaman iyidir bu,belki de olumlu sonuçlar doğurur ama hep mi? Herşey her zaman mükemmel olmak zorunda mıdır?İnsan her koşulda kendini sevip,değer veremez mi? Sınırlarımızı hırs yapıp zorlarız,sonuna kadar en mükemmeli için çaba harcarız.Peki bu hırs aşırıya kaçtığında bize zarar vermez mi? Bence verir,hem de çok zarar verir. Eğer hayattaki amacımız kendimizle yarışmak ise,kendi seviyemizi,gelişmemizi hesap etmekse iyi olabilir belki ama eğer işin içine başkasını geçmek,başkasının başarısızlığıyla mutlu olma derecesi eklenirse işte o zaman hiçbir başarımızın ya da güzel,seviyeli,dereceli hırslarımızın anlamı kalmaz. Bütün yarışımız kendimizle olmalı olaca...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İNSANIN EN MAĞDUR DURUMU:VİCDANIYLA MÜCADELESİ Bence insanın en savunmasız duygusu vicdandır.Vicdan bizi uçsuz bucaksız bir yere sürükler.Ya vicdanına yenik düşer,değişirsin ya da vicdanını yener,bastırır,yükselirsin.Kimi insan seni çok vicdanlı,çok merhametli,düşünceli ilan eder. Peki sen kendin için ne düşünürsün? Başkaları seni sevsin,umursasın diye mi vicdan(?)yaparsın yoksa gerçekten kendi iradenle,kendi özgürlük ve seçiminle mi hükmedersin karakterine? Bence meslek seçerken bile en önemli kriterimiz vicdanımız olmalı.Eğer mesleğini icra ederken her sabah rahat uyanıp geceleri rahat uyuyabiliyorsan başka şeye gerek duymazsın.Mesela avukatsın diyelim.Ya bir suçluyu müvekkilin yapıp savunmak zorunda kalırsan?Bir katili mesela... Adam öldürmeyi savunacak bir hal bulabilir misin kendinde? Bana sorsalar ki insanı diğer canlılardan ayıran nedir diye...Kesinlikle vicdanı derim. B...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ÖZGÜRLÜK ÜSTÜNE Yazarımız burada özgürlüğe çok düşkün olduğunu,resmen ona bağlı bir köle olduğunu düşünüyor. Hiçbir yerde gizli saklı,eli kolu bağlı,etkisiz bir eleman gibi yaşamayı asla istemeyeceğini ifade ediyor. Bir yerde hiçbir şey yapmadan durmaktansa istediği,ona iyi gelecek şekilde davranmayı amaç edindiğini belirtiyor. Bulunduğu,yaşadığı yerin bir noktasına esir olup mıhlanmayı çekilmez bir şey olarak nitelendirmiştir. Bazı insanlar,sırf otoriteye boyun eğmeyi kabul etmedi diye özgürlüğünü yaşayamamakta,istediği gibi caddelere,sokaklara çıkamamakta,gezememekte...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
YAŞAMAK VE ÇALIŞMAK Tabiatın , yani doğanın bize bir anne gibi davrandığını ve ihtiyaçlarımızı gidermenin zevkli hale gelmesini,birşeyleri isteyerek yapmamızı sağladığını düşünmüş(tıpkı bir annenin düşüncesi gibi). Aklımızın istediği şeyin aynı zamanda aradığımız şey olmasının ve bunun da kuıralları olduğunu ,bizim ise bu kurallara uymamız gerektiği yani bozmayarak uygun şekilde ilerletmemiz gerektiği vurgulanmış. Zor işlerin olumlu ve istenilen şekilde sonuçlanabilmesi için işin zorluğunu ve yorucu düşünceleri bir kenara bırakıp bu işleri günlük hayatımızın içine sokup bir parçamız haline getirerek ruhumuzu da güçlendirebiliriz.Zaferleri olağanüstü kılan da budur. Bütün bunların yanında yaptığımız en anlamlı iş ''yaşayabilmek'' aslında ... Öncelikle kendi...