İNSANIN EN MAĞDUR DURUMU:VİCDANIYLA MÜCADELESİ


  Bence insanın en savunmasız duygusu vicdandır.Vicdan bizi uçsuz bucaksız bir yere sürükler.Ya vicdanına yenik düşer,değişirsin ya da vicdanını yener,bastırır,yükselirsin.Kimi insan seni çok vicdanlı,çok merhametli,düşünceli ilan eder.

Peki sen kendin için ne düşünürsün?

Başkaları seni sevsin,umursasın diye mi vicdan(?)yaparsın yoksa gerçekten kendi iradenle,kendi özgürlük ve seçiminle mi hükmedersin karakterine?

Bence meslek seçerken bile en önemli kriterimiz vicdanımız olmalı.Eğer mesleğini icra ederken her sabah rahat uyanıp geceleri rahat uyuyabiliyorsan başka şeye gerek duymazsın.Mesela avukatsın diyelim.Ya bir suçluyu müvekkilin yapıp savunmak zorunda kalırsan?Bir katili mesela...

Adam öldürmeyi savunacak bir hal bulabilir misin kendinde?

Bana sorsalar ki insanı diğer canlılardan ayıran nedir diye...Kesinlikle vicdanı derim.


Bence bir insanın bu hayattaki en temel gayesi vicdanıyla hareket edip sonuçlardan mutlu olabilmesi,rahat olabilmesi,gece yastığa başını rahat koyabilmesi olmalıdır.

Peki vicdanımız bizi hep iyiye mi götürür?Farkında olmadan,belki de hissetmeden başka birinin hayatı mahvolabilir mi?Sırf biz ''vicdanım rahat gerisi yalan''diye düşünüp bir başkasına hayatı zehir edebilir miyiz?

Ya da kendi çıkarımız için vicdanımızı bahane edip bir başkasının hakkına girince mutlu olabilir miyiz gerçekten?


Ben kişinin öncelikle kendini sorgulaması,yönetebilmesi,kendine hükmedip öz eleştiri yapabilmesi gerektiğini savunurum.Çünkü bireyin kendini bilmesine,tanımasına ve olayları yorumlayışında bunun önemini görürüm.

Ayrıca bir insanın vicdanı kendine özgüdür,iyi veya kötü herkesin vicdan anlayışı ve vicdan yaptığı konular farklıdır.Kimsenin bir başkasına karışmaya,müdahale etmeye ya da o kişiyi vicdanıyla sınamaya hakkı yoktur.Kişi kendi zihninde bir iç çekişme yaşıyor olabilir ya da dışarıya farklı yansıtıyor olabilir.Kendimizce vicdansız diye nitelendirdiğimiz,gamsız dediğimiz insanların iç dünyasını,nelerle mücadele ettiğini bilmememizden ötürü yargılamak doğru gelmemektedir bana...

Aynı zamanda tüm bunların yanında kendi benliğini yanlış tanımış,yanlış algılamış,yanlış yaşamış insanlar da olabilir.Onlara da vicdanı sorsanız belki bambaşka yanıtlar alırsınız.Ya da aynı şekilde vicdanına yenik düşmüş,hayatı kökünden değişmiş insanlar da bulabilirsiniz.Onlar da duyduğu pişmanlığı anlatsa belki vicdanınızı bırakıp terk edersiniz.Bu yüzden her şeyi dengeli tutmak gerektiğini,iyi ile kötü arasına vicdanı koyup ona göre hareket edebileceğimizi söylemek isterim.

Bazen de vicdanını kontrol edemediğini,istemsizce buna yenildiğini hissedenler olabilir.Yine burada da devreye kişinin iç benliği girer.Duygularına hakim olamayıp iç dünyasındaki çelişkileri dışarıya vurup,dışarıdan bir gözle bakıldığında sanki normal biri değilmiş gibi anlaşılabilir.


''İÇİMİZDE GİZLİ BİR KIRBAÇ TAŞIYAN O CELLAT''.

                                                                                        JUVENALİS

Bu sözde cellat olarak nitelendirilen bence vicdandır.Çünkü vicdan ya öldürür.Ya da öldü sandığını diriltir...



                                                         (VİCDAN ÜSTÜNE \ 76-81)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar