Kayıtlar

Şubat, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
        SARAY'IN İNCİSİ: KÜÇÜKYONCALI KÖYÜ    Küçükyoncalı köyü Tekirdağ Saray'ın en gözde koylerindendir.Havası,suyu sizi mest eder, içiniz huzur dolar. Öncelikle ormanlarından bahsedelim kısaca... Geçit Ormanı adı verilen bir orman,sizi bambaşka dünyalara götürüyor. Muhteşem bir göl,upuzun ağaçlar, arı bakıcılarının eşyaları size en doğal anları yaşatıyor. İnsanlar buradan tarla edinmiş ve zamanı gelince ekim-hasat döngüsü devam ediyor.Havasını içinize çektiğinizde adeta içiniz temizleniyor. Ayrıca mükemmel bir piknik alanı... Çocukların özgürce koşup oynayabileceği bir alan. Biraz ileride köyün manzarasını ve dağ manzaralarını en güzel şekilde görebileceğiniz Uncu Yolu bulunuyor.Sadece bu manzarayı ve Istıranca Dağları'nı 360° görebileceğiniz bir yer.Büyülenmemek imkansız.Hiç gidesiniz gelmiyor buradan... Bir sürü tarla, boş arazi, çayır bulunmakta. Tüm köye yetecek şekilde bir cami bulunmakta... Dışı yeşil ve içi 2 katlı olan, çok güzel çini işlemeleri ...
                             İKİLEM Sen de çare değilsin bana Ama sensizlik de olmuyor  Yerini bir şey doldurmuyor Neşem, hüznüm sanadır sana. Sözü dinlemez kalbim asla Hep tereddütte kalır ama Her günüm gecem geçer yasla Sen de beni kalbine sakla. Bahçemdeki güllerim soldu Sensizken sanki zaman durdu Kara sevdam kalbimden taştı  Yine ger zerrem senle çarptı.
                                                   BİR BAYRAM GÜNÜ        Günlerden Perşembe,Ramazan Bayramı'nın ilk günü ve ben kıyafetlerimi giyip,kombinimi yapıp takılarımı takıp annemlerin hazırlanmasını ve akraba ziyaretlerimize başlamayı bekliyorum. Annem,babam,kardeşim ve ben yola koyulduk.25-30 dakikalık yolculuğun ardından köyümüze varacaktık.Annem 47,babam 48,kardeşim 13 ve ben 25 yaşımızdayız.Hem anne hem baba tarafımdan sağ olan akraba sayımız 10 u geçmez ama buna rağmen bir tarafımız buruk,bir tarafımız heyecanlı bir şekilde ziyarette bulunacaktık elbette.       3 yıl öncesine kadar önce anneannemlere,sonra babaannemlere uğrar,kahvaltı eder öyle dağılırdık diğer ziyaretler için farklı yerlere... Fakat şimdi o toplu buluşmalardan eser yok,eski sıcaklık,hoş sohbet ortamı yok ama biz yine de mutluyuz.Daha doğrusu ...
  Günümüz arkadaş ilişkilerinin gerçekten samimi olduğuna inanmıyorum. Sürekli bir çıkar,zorbalık veya aşağılayıcı tavırlar hakim. Şaka yapma bahanesine sığınıp eleştiri,aşağılama ve dalga geçme gibi şeyler yapılıyor. Arkadaşımızı nasıl etkileyeceğini düşünmeden davranabiliyoruz. Bize çok da önemli değilmiş gibi gelen bir konu karşımızdakini çok derinden etkileyecek bir konu olabilir. Her lafımıza dikkat ederek davranmalıyız. Hakaret,lakap gibi kötü davranışlardan uzak durmalıyız. Konu ne olursa olsun arkadaşımızın iyiliğine olacak karar vermeliyiz. Sen benim arkadaşımsın ne yaparsam yapayım beni desteklemelisin tutumu da bence yanlış. Çünkü bence arkadaş ne yaparsan yap arkanda olan değil,hatalı olduğunu düşündüğü konularda seni uyarandır. Arkadaşlık ilişkilerimizin kıymetini bilmeli ve ona göre davranmalıyız. Kendimize yapılmasından rahatsız olduğumuz bir tutumu biz de karşımızdakine yapmamalıyız.