Sizce çalışmak mı, yetenek mi yoksa zeka mı başarı getirir? Bence kesinlikle çok çalışmak... Çünkü eğer çalışmalarınız sürekli ise, verimli geçiyorsa sonunda başarıyı yakalarsınız. Bir halat çekme yarışı gibi düşünün. Halatın bir ucu başarıyı, diğer ucu ise bizim irademizi,devamlılığımızı ve çalışma disiplinimizi temsil ediyor olsun. Eğer hiç çaba harcamadan başarının olduğu tarafa doğru gitmek isterseniz başaramazsınız, ipin ucunu kaçırırsınız. Fakat yavaş yavaş,sürekli olarak mutlak iradenizle çekmeye başlar ve pes etmeden devam ederseniz sonunda galip gelirsiniz ve başarmış olursunuz. Kimse sadece yeteneğini kullanarak başarıya ulaşmayı beklemesin, hazır tepside sunulmaz bu kişiye başarı. Hatta eğer yeteneğinin farkında olup çalışmazsa bir insan, yeteneği bile zamanla körelip yok olabilir. Bir çalışma disiplini oturtmak için mükemmel olmamıza gerek yoktur ama mükemmel olmak istiyorsak bir yerlerden başlamak zorundayız. Sadece zekasını bahane edip nasılsa başarırı...
Kayıtlar
Nisan, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hayatımda en çok değiştirmeyi istediğim şey,aşırı mükemmelliyetçiliğimdir. Elbette ki her duygunun hayatımızda yeri olmalı ama dozu kaçmamalı. Bende ise bu ölçü çok kaçıyor maalesef. Her zaman en yüksek performansımı ortaya sereceğim,hiç hata yapmayacağım ve sürekli takdir edileceğim bir hayat isterim hep. Düşük notları kabul edemem,ne olursa olsun her şeyde en ön planda olmayı ve dikkat çekmeyi isterim. Elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışır,karşılığını hep en yüksek ve en başarılı şekilde almak isterim,başarısızlığa tahammülüm yoktur. Bu gibi durumlar da beni aşırı derecede strese sokar ve tam tersi etki yaratıp başarısızlığa sürükler. Tüm bu anlattıklarım belki bazı kişilere ego ya da bencillik,kendini beğenmişlik gibi gelebilir fakat bende durum hiç de öyle değil. Kendimi her zaman kendimle kıyaslar,kendi benliğimin en üst düzey başarısını göstermek için uğraşırım. Kendimi kimseden üstün görmem ve asla kimseyi ezmeye çalışmam. Bir ki...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İnsanlar neden kitap okur? Hobi olsun diye mi? Yoksa bir şeyler öğrenmek ve hayatına yön verip şekillendirmek için mi? Kitap insana neler katar sorusuyla yazıma başlamak istiyorum. Her şeyden önce kitap okumak ya da sadece kitapla sınırlı kalmayıp genel bir ifadeyle ''okumak'' insanın kelime dağarcığını,düşünme becerilerini geliştirir , konsantrasyon ve odak süresini artırır ve en fazla verimi almamızı sağlar. Konuşması esnasında kullandığı kelimeleri seçme biçimimiz ve bunlara dikkat etmemiz de kitabın ve okumanın kattıkları arasındadır. Peki insan kitap okumadan bunları yapamaz mı? Kitap okumaya gerek duymadan da bunlar katılır mı insana? İnsan bir şeyleri okumaya neden ihtiyaç duyar? Özellikle kitap okumayı tercih etmeyen veya herhangi bir şeyi okumak için vakit ayırmayanlar cahil midir ya da konuşma,dinleme,odak sürelerinde ve kendilerini ifade ediş serüveninde eksiklik yaşarlar mı?...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Aşk nedir? Bence aşk,insanı aciz ve zavallı kılan ve ona hükmeden duyguların içinde başı çekiyor. Aşık olunca sanki aklını kaçırmış gibi oluyor insan.Sürekli birini düşünmek,zihnini o kişiyle meşgul etmek hayatına devam ederkenki akışını etkiliyor. Peki her aşk karşılıklı olmak zorunda mıdır? Elbette hayır. Bazen insan sevdiği yere gidip,sevildiği yeri unutur ve üzülmeye, yıpranmaya talip olur. Bazen öyle çok sever ve bağlanırsın ki belki de sevdiğin kişinin senden haberi bile yoktur ama sen onunla hayaller kurarsın. Hayatının her evresini onunla geçirecekmişsin gibi hayaller kurarsın. Bazen de sen sevilirsin ama sevildiğini farketmeden,seni seveni farketmeden bir hiçliğe ve imkansızlığa sürüklersin. İnsan sevdiğine mi gitmeli yoksa sevildiği yere mi? ya da insan nasıl anlar sevdiğini ya da sevildiğini? Nasıl işaretler,nasıl adımlar bekler karşı taraftan? Bir kadın nasıl belli eder aşkını ya da bir erkek ne hisseder? İlk adımı atmaya hangi taraf karar vermelidir? ya ...